Truva Efsanesi'ni biliyor musunuz?

Çanakkale Savaş'ı hakkında yeterli bilgiye sahipmisiniz?

Eğer gittiyseniz ne amaçla gittiniz?

Çanakkale'ye hiç gittiniz mi?

28 Mayıs 2010 Cuma

NUSRET MAYIN GEMİSİ


Çanakkale savaşları deyince akla ilk gelen ve bu savaşların simgesi olan kahraman Nusret Mayın gemisidir. 18 Mart Deniz Savaşı'nda Müttefik Donanmasını dağıtan, Müttefik Komutanlarını şaşkınlığa uğratan, Türk askerine moral, Türk Milleti'ne sevinç kaynağı olan 26 mayınla bir yazgının değişmesine sebep olan bir kahramanlık hikayesidir Nusret Mayın Gemisi.

Nusret Mayın Gemisi'nin başarısı o kadar büyümüştür ki destansı özellikler katılarak menkıbe kitaplarında baş köşeyi almıştır. Çoğu kaynakta "17 Mart'ı, 18 Mart'a bağlayan gece" diye başlar Nusret'in serüveni. Bu verilen tarih doğru olmamakla birlikte, olayın dramatik yanını artırması açısından kullanılmıştır. Nusret'in kahramanlık hikayesi çok önceden başlar; Nusret Mayın Gemisi Boğaz sularına 3 Eylül 1914'te geldi.

Almanya'da özel olarak inşa edilmiş bu tekne, dar alanlarda kolayca manevra yapabiliyor ve az su çektiğinden mayın alanları üzerinde güvenle dolaşabiliyordu.

Nusret Mayın Gemisi'nin künye bilgileri şöyledir :

  • Tipi Mayın Gemisi
  • İnşa Yeri Almanya  
  • Tonajı 360T
  • Hizmete Girişi 1912
  • Boyu 40 m
  • Eni 7,4 m
  • Çektiği su 2 m
  • Silahları 1 adet 7,5/40 Top, 2 Adet 4,7 Top, 2 mk. 5b.
  • Sürat 15 mil
  • Hizmet Dışı 16.06.1957
  • Akıbeti

Müttefik donanmasının boğazlardaki tabyaları bombalamaya başlamaları (Şubat 1915) ile birlikte Mart ayına kadar geçen süre içinde, dünyanın en büyük donanması boğaz önünde toplanıyor, keşif uçuşlarıyla mayın alanları belirleniyor, mayın araştırma ve keşif gemileri boğazın içlerine kadar girip mayınları temizliyorlardı. Nusret'in mayınlarını döktüğü Karanlık Liman önündeki mayın hatları ise tamamen temizlenmişti.

Uzun süreli bu temizlik çalışmalarının ardından Müttefik donanmasının boğazı geçme girişiminde bulunacağı kesinde. Bunun üzerine Müstahkem Mevkii komutanlığı daha önceden düşündüğü gibi, bir Alman subayının da teklifiyle elde kalan son 26 Mayını Karanlık Liman'a dökme kararı aldı.

Bu olayın içinde yaşayan Müstahkem Mevkii Kurmay Başkanı Selahattin Adil anılarında şöyle yazmaktadır :

"Düşman kesin saldırısının birkaç gün içinde yapılacağı belli oluyordu. Deniz işlerine bakan ve izleyen tecrübeli, sevimli, uysal bir ihtiyar olan Alman Amirali Menter Paşa'nın teklifine uyularak, geride kalan yedek mayınların atılmasına karar verilmiş ve 30 kadar mayın Nusret gemisinde hazırlanmıştı."

Böylece Müstahkem Mevkii Komutanı Cevat Paşa'nın da görevlendirilmesiyle, Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Bey komutasındaki Nusret Mayın gemisi 7/8 Mart gece yarısından az sonra göreve çıkıyordu. Müstahkem Mevkii Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi (Akpınar) Bey'de Nusret Mayın Gemisi'ndeydi.

7/8 Mart gece yarısından az sonra sisli bir havada Çanakkale'den ayrılan Nusret Mayın Gemisi bütün ışıklarını söndürmüş, kıvılcım atmasın diye ocaklarını bastırmışlardır. Daha önceden dökülmüş olan mayınların arasından, Nazmi Bey'in kılavuzluğunda geçerek karanlık Liman'a doğru ilerlemeyi sürdürürler. Kıyıya paralel olarak 100'er metre aralıklarla ve suyun 4,5 metre altında 26 mayın da sessizlik içinde dökülür. Görev tamamlandığında yine aynı sessizlik ve dikkatle geriye dönen Nusret Mayın Gemisi, bir savaşın kaderini değiştirecek 26 Mayınlık imzasını bırakmıştır geride.

Ertesi günlerde, Müttefikler tarafından yeni keşif uçuşları ve mayın taramaları yapılmıştır. Her nasılsa bu 26 sürpriz mayın kendilerini saklamayı başarmıştır. Hatta Karanlık Koy'da mayın bulunmadığına dair rapor veren İngiliz Pilot, bu sürpriz mayınların başarısından bir gün sonra kurşuna dizilmiştir.

18 Mart günü yaşananlar Türk tarihinde gerçek bir zaferdir. Bu zaferde Nusret Mayın Gemisi'nin başarısı tartışılmazdır. Winston Churchill 1930'da ""Revue de Paris" dergisinde bu olayı şöyle yorumluyordu.

"Birinci Dünya Harbi'nde bu kadar insanın ölmesine harbin ağır masraflara mal olmasına, denizlerde 5,000 tane ticaret ve savaş gemisinin batmasına başlıca neden, Türkler tarafından bir gece önce atılan ve incecik bir çelik halat ucunda sallanan 26 adet mayındır."

Görüldüğü gibi Nusret Mayın Gemisi ve 18 Mart Zaferi bütünleşmiş ve bu zaferle birlikte anılan bir destana dönüşmüştür.

Nusret Mayın Gemisi 2000 yılı itibariyle hala Mersin'de bulunmakta, batmaması için vakıflar ve gönüllüler yardımı ile içindeki su boşaltılmaktadır. Belki Yavuz ve Midilli gibi jilet olmayacaktır, ama bu kaderi paylaşmamak için yardıma ihtiyacı vardır.



AYNALI ÇARŞI


Aynalı Çarşı, (ya da Halyo Çarşısı) Çanakkale'de bulunan kapalı çarşı. 1890 senesinde şehrin Musevi cemaatinin ileri gelenlerinden Eliyau Hallio tarafından yaptırılmıştır. Kapı kitabesinin üzerinde Osmanlıca ve İbrani Harfli Ladino iki yazı bulunmaktadır. Osmanlıca olan yazıda çarşının "Adülhamid Han-ı Sani El Gazi (II. Abdülhamit) efendimizin saye-i ihsaniye ve riayetperverîlerinde tebaa-yı sadıka-yı Museviyye'sinden Elya Halyo bendeleri" tarafından yaptırıldığı ifade edilmiştir. Ladino olan kitabede ise çarşının Yahudi Takvimi'ne göre 5650 yılının Tişri ayında "Sultan İkinci Abdülhamid'in saltanatının 14. yılı münasebetiyle Eliyau Hallio tarafından yaptırıldığı" yazılmıştır. Çarşının asıl adı "Passage Hallio"dur. Ancak girişinde her iki taraftaki aynalardan ötürü Aynalı Çarşı olarak ünlenmiştir. Çanakkale'nin meşhur Çanakkale Türküsü'nde de Aynalı Çarşı'nın adı geçmektedir.



ÇANAKKALE HARBİNDE YEDEK SUBAY TEĞMEN MUSTAFA FEVZİ TAŞER'İN HATIRASI

Çanakkale ordusunun yabancı bir kumandan emrine verilmesini hiç tasvip etmiyordum. Gerçi Almanlar'la ittifak halindeydik aramızda bir kader birliği var diyordum!.. Fakat, Liman Sanders Paşa Türk askerinin muharebe kabiliyetini denemek veya düşmanlarımızın gözünü yıldırmak maksadıyla da olsa, bir şahsi şeref pahasına Türk ordusunu ucuza harcadı diy düşünürüm. İlk zamanlarda; Kerevizdere, Domuzdere, Kanlıdere gibi Seddülbahir Muharebelerinde Japonların harikirisini andırır şekilde ölüme koşturma gayreti vardı. Siper muharebeleri başlayıncaya kadar bütün Çanakkale zayiatının üçte ikisi verilmiştir. Daha sonra Enver Paşa ve diğer hükümet erkanının teşrif gezisi bu işi önledi




(cepheden cepheye-ürgapia Mustafa fevzi Taşerin hatıraları Kültür Bak. Yay)

DUR YOLCU

Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,


Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,

Bir vatan kalbinin attığı yerdir!…



Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,

Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda

İstiklal uğrunda, namus yolunda,

Can veren Mehmed’in yattığı yerdir!



Bu tümsek, koparken büyük zelzele,

Son vatan parçası geçerken ele,

Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,

Mübarek kanını kattığı yerdir!...



Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin

Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,

Bir harbin sonunda bütün milletin,

Hürriyet zevkini tattığı yerdir!...



NECMETTİN HALİL ONAN

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Çanakkale'den Haberler

19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI COŞKUYLA KUTLANDI



İlk olarak Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törende Atatürk Anıtı’na çelenk konularak saygı duruşunda bulunuldu. İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra 18 Mart Stadı’nda devam eden törenlerde Vali Abdülkadir Atalık, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Aleattin Sevim ve Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Çanakkalelilerin ve öğrencilerin bayramını kutladı.


Atatürk’ün, Milli Mücadele sıralarında Türk Milletini ileri götürecek olanların genç fikirler olduğunu gördüğünü belirten Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı, bu nedenle gençlik kavramının Atatürk için ayrı bir önem taşıdığını vurguladı. Atatürk’ün fikirlerinin yaşatılması için herkese özellikle gençlere büyük görevler düştüğünü söyleyen Vefa Bardakçı, Atatürk için gençliğin, aydınlık bir gelecek için önemli bir güç Cumhuriyetin üzerine inşa ettiği tüm değerleri koruyup yaşatacak olan bir kuvvet olduğunu belirtti. 18 Mart Stadı’ndaki törenler yapılan konuşmaların ardından öğrencilerin gösterileri ve resmigeçit töreniyle son buldu.